5 Şubat 2013 Salı

Her köşesinden bir hikaye çıkan ,ayak bastığım her sokağına ayrı ayrı aşık olduğum şehir.. En tepelerinden yahut hiç fark etmez nefes alabildiğim en ücra köşenden bile sana aşık olurum.İnsanı içmeden sarhoş eden, baş döndüren gecelerin hele bir de dolunay varsa tadından yenmez.Güneş denen yeni gelin naz yapmayı bırakıp da azıcık gösteriverirse gül cemalini ;caddelerin,sokakların bayram sabahına döner.Ben yine sana aşık olurum.

Sonra aklıma yarı çıplak vaziyette,o tarih kokak muhteşem sur tepelerinden toplanan kadın cesetleri gelir.Yahut sokak köşelerinde,çöplüklerde rast gele bulunanlar..Ya da çığlıklarından boğazını yırtsa da tırnaklarını topraklara geçirse de ırzına geçilen günahsızlar..İşte o zaman senden tiksinirim.İnsanların yaşadıklarını düşündükçe içimde büyüyen nefretimi,o gerdanında zarif bir inci gibi duran Boğaz'ına gidip haykırmak isterim.Ne nazından vazgeçip yüzünü gösteren Güneş ne de beni her zaman içine çeken sokakların..Hiç biri gözümü boyamaya yetmez o an.Çünkü biliyorum ki yarın yine bir yüzümüze gülüp diğer yandan alacaksın canlarımızı.Çocukları varmış,ailesi varmış,çok seven bir kocası varmış demeyeceksin.Acımadan hunharca katle devam edeceksin.O güzel çehrene yakışır mı bu ey İstanbul? İkiyüzlülük değil midir bu yaptığın? Bütün gün yüzümüze gülen çehren neden hava kararınca maskesini indirir?

Ne kadar konuşsak az,ne desem nafile.Güzelliğine ve çirkinliğine yazılabilecek ansiklopediler varken ben burada susuyorum.Çünkü sen bildiğini okuyacak,bir köşende şanslı olanları güldürürken diğer köşende kurbanlarınla ilgileneceksin.Gecelerin de gündüzlerin kadar aydınlık olsun.Işık saçsın.

Adını bilemediğim bir sürü hemcimsime,Dünya barışı için beyaz gelinliğiyle yürürken katledilen Pippa'ya,nasıl can verdiğini düşünmek bile istemediğim Sara'ya,ülkemin kötü kaderinden kaçamayan N.Ç'ye,Hintli Kıza ve aynı kaderi yaşayan hepsine..